Müzik, drama, resim, edebiyat gibi, sanatın birbirinden farklı olan alanlarını kullanarak, kişilerin kendilerini daha iyi yorumla ve iyileşme sürecini daha olumlu geçirmelerini sağlayan terapi şekline dışavurumcu sanat terapisi denir. Sanat terapisinin ilk uygulamaları, ikinci dünya savaşı sonrasında yapılmıştır. Savaş nedeni ile yaşanmış olan ağır travmaların iyileştirilmesinde kullanılmış olan sanat terapisi, Carl Gustav Jung ve Sigmund Freud gibi ünlü psikiyatristlerin aktardıkları görüşler ile günümüze değin ulaşmıştır. Sanat Terapisine ilişkin Türkiye’deki çalışmalar ise, Prof.Dr. Kazım Dağyolu ile 1957 yılında Psikopatolojik Sanat Laboratuvarı’nda başlamış ve bu tarz çalışmalar günümüze değin sürdürülmüştür.
Önemi
Kendilerini sözsel olarak ifade etmekte zorlanmakta olan kişiler, alternatif bir yoldan kendilerini ifade etmek adına sanat terapisine yönelmektedirler. Bu kişiler hem sanat yaparak iyileşiyorlar, hem de gizli kalmış yeteneklerini keşfetmiş oluyorlar. Toplumsal ve kişisel travmalar yüzünden sürekli olarak bocalama içerisinde bulunan kişilerin, sanat terapilerine şans tanımaları gerekiyor. Bu terapiler, kişilerin özgür kalabilmelerine, nefes alabilmelerine, olmak istedikleri hallerine geri dönebilmelerine olanak vermektedir. Sanatın iyileştirici özellikteki gücü, kişilere şifa vermektedir.
Bedensel, duygusal ve algısal olarak kısıtlanmış olan kişiler, psikososyal izolasyona girerek, toplumdan kopuyorlar, yalnızlaşma reaksiyonları yaratıyorlar ve kendi içlerine çekilerek kronik bir gidişata giriyorlar. Farkındalık oranları yüksek olan kişiler durumu fark edip, psikolog, ilaç çözümlerine yöneliyorlar ancak çoğu zaman bunlar sonuçsuz kalabiliyor. Bu noktaya giren kişilerin hobilere sığınma mantığına geçerek, sanat terapilerine gitmelerinde yarar görülüyor. Bu terapilerde güzel kelimesini kullanmak yasak, çünkü sanat terapilerinin amacı güzeli ortaya çıkarmak değil, kişilerin içlerinde bulunmakta olan karanlık yönlerini ortaya çıkarıp, şifa bulmalarını sağlamak.
Üretim Yaratıcı Yazarlık
Sanat terapilerinde yer almakta olan yazım çalışmaları, kişilerin kendilerini anlatmalarının dışında, karmaşık şekillerde yazı yazmak, farklı alanlara yol almak sayesinde kişilere daha iyi gelmektedir. Yazma terapisinin en faydalı tarafı, kalem ve kağıdın dolayısı ile gücün, kontrolün kişinin elinde olmasıdır. Kişiler soğuk ve bunalım dolu geçen günlerinin ardından, herkesi hayrete düşüren iç hikayeler çıkartabiliyorlar. Bu sayede kendileri ile konuşma yapmış oluyorlar. Sanat ve yazı terapileri kişilere, kendilerini istedikleri ölçüde aktarma özgürlüğü sunuyor.